Temel Etik İlkesi – Güven
Bir önceki yazımda Fintek etiğinden bahsederken en temel beş ilkeden bahsetmiştim. Bunlar; güven, yakınlık, hesap verebilirlik, kültürel gecikme ve gizlilik.
Güven ve hesap verebilirlik gibi kavramlardan bazıları gerçekten tanıdık ve anlaşılması kolay olacaktır. Ancak diğerlerinden bazıları, özellikle yakınlık ve kültürel gecikme için bazı ek örneklere bakmamız iyi olabilir. Ayrıca, bazı kavramların temel dayanağı tanıdık ve anlaşılması kolay olsa da, bu kavramların gelecekte teknoloji değiştikçe bizi nasıl etkileyeceğini düşünmekte önemlidir.
Örneğin; hepimiz “gizlilik” teriminin temel anlamını anlasak da, bu kavramın yapay zeka ve yüz tanıma yazılımının gelişiyle nasıl uyum sağlayacağını ve değişeceğini düşünüyorsunuz?
Şimdi isterseniz ilk temel etik ilkesiyle başlayalım: “güven”. Bu, muhtemelen anlaşılması en basit kavram olduğu için ilk sıradan başlamak en doğrusu olacaktır.
Malumunuz, tüm finansal sistem güven üzerine kuruludur ve bu nedenle ceza hukukun büyük bir kısmı, herhangi bir güven ihlali veya profesyonel olarak “güvene dayalı” yükümlülükler dediğimiz itilafları cezalandırıyor diye değerlendirebiliriz.
Ek olarak, “güvene dayalı” terimine aşina olanlar için, kelimenin tam anlamıyla Latince kökünün “güven içinde bir şey tutan biri” anlamına geldiğini bilmek ilginizi çekebilir.
İster 250 yıl önce, ister herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabada, ister bugün sahip olduğumuz çok daha karmaşık küresel pazarda olsun, belli bir güven seviyesi olmadan tüm ekonomik sistemin çökebildiğini anlamalıyız.
Hem geleneksel finansal oyuncular hem de yeni fintek girişimcileri bunu akılda tutmalı, ürün ve hizmetlerinin güveni artırmaya devam etmesini sağlamalıdırlar.
Aslında, finansal kurumlar toplumda bu kadar önemli bir rol oynadığından ve çoğu insan karmaşık finansal ürünler hakkında çok bilgisiz olduğundan, çoğu ülkede bankaların ya da finansal kurumların müşterileri ile dürüst ve şeffaf olması gerekir.
Bankalar maddi bilgiler konusunda açık sözlü değilse, para cezaları ve muhtemelen hapis cezası da dahil olmak üzere önemli cezalarla karşılaşabilmektedirler. Başka bir deyişle, finansal kurumlara toplum tarafından daha fazla güven duyulmaktadır, bu nedenle bu güveni ihlal etmeleri halinde daha yüksek cezalara çarptırılabilirler.
Sonuç olarak, FinTek ile ilgili önemli hususlardan biri, tüm fintek uygulamalarının ve yeniliklerinin, güveni azaltma yerine sosyal ve tüketici güvenini artırma etrafında tüm iş modellerinin dönmesidir.
Örneğin, güvensiz veya belirsiz finansal ürünlerin yeni bir Fintek uygulaması aracılığıyla pazara sunulması etik dışıdır. Ne yazık ki, Fintek’in bazı erken iterasyonları, halkın sadece bu teknolojilerin etik kullanımını sorgulamasına neden oldu. Örneğin, suçları kolaylaştırmak için kripto para birimi kullanımı birçok kişinin alarm vermesine neden oldu. Bu endişeleri en baştan ele almalıyız ve teknoloji yenilikçilerinin ve finans profesyonellerinin aynı zamanda toplumda dengeyi ve güveni korumaları gerektiğini ve bunun önemini de göz önünde bulundurmalıyız.
Sonraki yazılarda keza temel etik ilkeleri etraflıca değerlendirmeye devam ediyor olacağız. Sevgi ve sağlıcakla kalın.